Yatak 1~~~~

İçeri bir hırşımla girip okul şifacısını aradım gözlerimle. Kadın bana bakıp kollarımda baygın Hestia'yı görünce büyük bir soğuk kanlılık örneği gösterdi. Hemen bana yataklardan birini gösterince Hestia'yı oraya yatırdım. Eski bir şifacı olduğum için böyle olaylarda soğuk kanlı olunması gerektiğini biliyordum Ukrayna'da büyü hasarı bölümünde çalışmıştım. Kadın bana kenarda durmamı söyledi ve neredeyse 1 saate yakın bir süre oturup kadını izledim. Hestia'yı kurtarma çabasına. Arada gerginliği dağıtmak için birşeyler söylüyordu ki bunun için ona minnettardım. Sessiz kalsaydık ağlamaya başlayabilirdim. İşi bittiğinde Hestia'nın yatağının yanında dikildik zaten biraz sonra gözlerini araladı. Kadın gene birşeyler söyledi ama ikizlerden biri diğerine benzemiyordu. Hestia onu tersledi. Aslında onun için üzüldüm. Konuşması ona acı vermiş gibiydi ve o mektup aklıma geldikçe içim sızlıyordu. İnatçı ikizimi tekrar süzdüm. Sadece kısaca "Paravanın arkasında olacağım." dedim soğuk soğuk sonra da arkamı dönüp ona ne çok uzak ne de çok yakın olabileceğim yere gidip oturdum. Belki şifacıyla sohbet edersem içimdeki sızı geçerdi.

koridorda çocuklardan duymuştum! zaten bayan petrasova yı arıyordum.hızla içeri girdim.

-Bayan Petrasova!! oh.. şükür buldum sizi.geçmiş olsun.size çok ilginç birşeyden bahsetmeliyim.fakat görüyorum ki sanırım geç kalmışım...şu şişeye bir göz atın.içindeki iksir kalıntısını erkekler tuvaletinde buldum.kazanın içinden örnek olarak aldım.bi bakın.

iksir şişesini uzattım..şaşkın ve acı çeker bir şekilde bana döndü

Okulun garip gorunuslu hademesinin beni ilk ziyaret eden olmasina sasirdim. Ama zaten ziyaret etmek amaciyla geldigi de soylenemezdi, soyledigine gore tuvaletlerden birinde iksir bulmus. Uzattigi siseyi aldim, icinde fazla bir ornek olmamasina ragmen Helga Hufflepuff'in icat ettigi bu iksiri heryerde tanirdim.
-Dean, bu cok ozlu iksir, biraz acemice hazirlanmis, rengi tam olmasi gereken gibi degil, ogrencilerden biri hazirlamis olmali, kazani orda birakip gittigine gore kendi kendine iksir calismalari yapan bir ogrenci olmali. Peh, sen 21 gun iksirin olmasini bekle, sonra kazani orda birak git. Sise bende kalsin, iksire merakli olan bu ogrenciyi iyilestigimde bulmak isterim.

bayan petrasova yı memnun etmiştim.şimdi bu yardımların bir karşılığı olmalıydı...önce tereddüt ettim fakat sonra kendime hakim olamadan söyledim.eh bana boşuna sakalcı demiyorlardı değil mi?

-efendim..biliyorum burada sırası değil fakat...biliyorsunuz iksir şişeleri hiçte ucuz değil bu yüzyılda....

dedim ve hafifçe gülümsedim.ilk yaptığım iş değil..bunu tüm hogwarts biliyor.yaptığımda doğru değil fakat başka nasıl bir anka kuşu alabilirdim ki...bu rüşvetler sayesinde iyi bir para birikimi olacak bu sene - bunları içimden geçirdikten sonra hafifce gülümsedim.

-Ha?!
Hasta yatagimdaydim ve hizmetli benden rusvet istiyordu! Sinirle siseyi adama firlattim, ama yaptigim ani hareket yuzunden canim yanmisti. Mektup falan umrumda degildi, Nate'le aramda olan sessizligi bozdum.
-NATE!! CIKAR SU HERIFI SURDAN!!

kafamı kolladım.evet yanlış zamanlamaydı.çılgın iksirci zaten sinirliydi tam fıttırdı.nate nin hamle yapmasına izin vermeden hemen koştum dışarı..

-pardon profesör.pardon..pardon..

çığlıkları devam ediyordu hemen kaçtım.

Söylentilere göre Profesör uyanmıştı ve gerçektende merak etmekteydim . . . Eh düşünceli bir insandım gerçekten ve bazen gerçekten bu bölüme nasıl alındığımı bilmiyordum ama içerde biyerlerde birşey olduğunu biliyordum . . .

Revire doğru giderken kendi kendime söylenmeye başladım "Slytherin . . . Bu bölümü seviyorum ama gerçekten benim gibi biri nasıl girmiş olabilirki . . .İçerde bir yerlerde vahşet ve hırs var. . . Evet hissedebiliyorum o duygu miğdemden göğüsüme kadar kaplıyo beni bazen ben bile kendimden korkabi . . lafımı bitiremedim çünkü bir anda revirden Dean fırladı suratında biraz tırsmış bir ifade vardı ama görmeye değer bir sahneydi . İçeri girdim . Profesör H. Petrasova sinirden kıpkırmızı gözüküüyordu ve bir yandanda ağrıları varmış gibi bir ifade vardı suratında . Profesör N. Petrasova ise bir yandan üzgün ve bir yandanda sinirlenmişti . . . Sanırım bu çift taraflı sinirin sebebi Dean idi ve ne yapmış olduğunu az çok tahmin edebiliyordum . . .

Profesöre yaklaştım gülümseyerek "Merhaba profesör , ziyaretçi kabul edip etmediğinizi bilmiyorum ama nasıl olduğunuzu merak ettim . İyimisiniz ? Çok kötü gözükmüyorsunuz ^^ Profesör N lütfen sakin olun bir hademeden ne bekleyebilirsinizki Olayın ne olduğunu bile bilmiyordum ama dediklerimin mantık çerçevesinde doğru olduğunu görebiliyordum.

Koridorda ilerlerken patlayan bir iksir şişesinin sesi kulaklarımı doldurdu. . Zaten hemen ardından koşarak bir figür yanımdan geçti. Kim olduğuna bakmadım, önemlide değildi zaten. Sessizce revirden içeri girdim ve gözlerimi kapayıp ufak bir tahminde bulundum kendi kafamda. Zira bu kokuyu nerde olsa tanırdım. Benden başka bu kadar sigara içen tek bir kişi olabilirdi, tabii ki o da Xi'ydi. . Kafamı yavaşca kaldırıp tahminimin doğruluğunu gördüm ve hiç şaşırmadım. Düşünceli dostum sanırım madama hızlı ısınmıştı. Sessizce yanlarına doğru yürüdüm ve elimi dostumun omzuna atıp arkasından kafamı uzattım. .

"Profesör, Xi, Madam. . Selamlarımı sunarım size. Olayı duyduğumda geçti ve kule çoktan boşaltılmıştı. . Üzgünüm elimden gelen en hızlı şekilde ulaşmaya çalıştım ama görünen o ki her zaman güçlü olan madam gene beni yanıltmadı. ." Ufak bir tebessümle elimi çantama attım ve biraz karıştırdıktan sonra madamın en çok ihtiyacı olabileceğini düşündüğüm şeyi yavaşca çıkardım. .

"Zaten güçlü bir kişiye biraz daha yardımın zararı olmaz diye düşündüm. En sevdiğinizden madam, fıstıklı." Sessizce büyükcene bir paket uzatıp ekledim. "Bilirsiniz sizi severim madam. Her ne kadar kedilerimi sınıfınızda istemesenizde. Eğer bir şeye ihtiyacınız olursa, herhangi bir şeye. Söylemeniz yeterli."