Gece Nöbeti

Konu: Gece Nöbeti C.tesi Mart 01, 2014 12:55 pm

Yılın ilk nöbeti neden bende ki? Neyse ki Marcy ileyim, müdür bilerek mi bizi bir araya koydu acaba?

Normalde müdüre her zaman kızdığım bir konudur, insanlar kendi sorunlarını kendi çözebilmeli, sen sadece okuluna bak demişimdir her zaman. Ama bu sefer durum farklıydı, kendisi benim özel hayatıma burnunu sokarak bana sorun yaratmıştı. Bu yüzden, üstesinden daha rahat gelmem için nöbeti Marcy ile bana yazdıysa, umrumda değildi.

Dersler bittikten sonra odama geçip güzelce bir banyo yapıp yemeğimi de odamda yemiştim. Tamam Nate ile karşılaşmak istiyordum ama, törendeki davranışının korkusu geçmemiş olsa gerek, beni gene görmezden gelmesine katlanamazdım. Güzelce süslendim püslendim, en azından nöbette güzel görünebilirdim.
Şaşırtıcı olsa da depresif hissetmiyordum, tamam belki kızgındım ama, tırnağı kırılsa odasına kapanan ben bugün öyle değildim. Odamda işim bitince cebime bir kaç şey de tıkıştırarak dışarı çıktım ama sonra hızlıca geri döndüm. Asamı unutmuştum. Zaten hep unutuyordum iksirler başında şöyle bir sallamak dışında pek kullanmadığım için. Sahi, okurken ben o kadar baraj dersten nasıl geçmişim? Eh "Hogwarts Gençlik Full Time Piçlik" modunda olunca hocalar bir an önce mezun olup gideyim diye karışmadı sanırım.
Nöbet saati gelene kadar bahçede takıldım, öyle iliklerine kadar üşütmese de, serindi hava. Göl kenarında öğrencilerin yoğunlukta olduğu kısımdan biraz daha uzakta izole bir konumda sakin sakin oturdum. Nate'i düşünmemeye çalışarak yarın ki dersleri vereceğim ödevleri ve bu gece nöbette yakalayacaklarım olursa ne cezalar vereceğimi düşünmeye verdim kendimi. Arada bir binamdan üst sınıf öğrenciler bugün verdiğim ilk ödevlerini gösterip gidişatları hakkında yorumda bulunmamı istiyordu. Ah hayır, diğer dersler gibi okulun ilk haftası gelip sonra kaybolan bir heves değildi bu. Benim öğrencilerim, sanırım iksirlerini kurbanların üstünde denememden olsa gerek, iksirleri bir şekilde sevmeye başlıyordu.
Arada bir törendeki davranışımdan olsa gerek, bazıları bana bakıp bakıp fısıldıyordu ama pek de umursamıyordum. Göle bir kaç kişi cumburlop dalıyordu arada ben de "bu havada göle mi girilir!" diye azarlıyordum yayıldığım yerden, bir ara Aritmansi Profesörü de beni görünce geldi yanıma, halimi hatrımı sordu falan. Dedi sen ne ayaksın, ifrit mifrit yoktu lavaboda. "Ay kendimi aynada görünce ifrit sanmış olmalıyım böyle acayip birşeydi tövbe tövbe" dedim iki lafladık gitti. (Yazar burada çok sıkılıyor)

Hada kararmaya başlayıp nöbet saati de yaklaşınca önce bahçedeki öğrencileri binalarına yollayıp bahçeyi kolaçan ettim. Kimse kalmadığına emin olunca giriş katına, nöbetçi öğretmenlerin buluşma noktası olan öğretmenler odasına yöneldim. Marcy oradaydı tahmin ettiğim gibi. Odada bi de at vardı, pardon Sentor. Başıyla selam verip çıktı ve beni Marcy ile yalnız bıraktı.

Birbirimize bakıp pis pis sırıttık, aynı anda cüppelerimizin içindekileri çıkarıp masaya koyduk. O iki şise kaymak birası çıkardı, ben de ufak bir şişe Alman Likorü ile bi kutu Biberli Çikolata.

-Sabaha doğru içip sızalım mı? Yoksa şimdiden içip kafa kıyak mı tutalım nöbeti? Kafa kıyakken daha yaratıcı cezalar verebiliriz yakaladıklarımıza.

Dirseğimle dürtüp göz kırptım.

Konu: Geri: Gece Nöbeti Paz Mart 02, 2014 10:14 am

-Sabaha doğru içip sızalım mı? Yoksa şimdiden içip kafa kıyak mı tutalım nöbeti? Kafa kıyakken daha yaratıcı cezalar verebiliriz yakaladıklarımıza.

İçin için kıkırdadı sarışın kadın. Kesinlikle önce içip yaratıcı cezalar bulmaları gerekirdi.

- Kesinlikle önce içip yaratıcı cezalar bulmamız lazım. Ah evet biberli çikolata.

Dedi ve yüzüne sırıtma ile gülümsem arası bir ifade takındı. Bugünün başı eğlenceli olacaktı çünkü sadece içme ile ilgileneceklerdi, fakat sonrasını düşünemiyordum.

Rutin basitti. Önce boş profesörler odasından çıkmadan önce en sert içki içilirdi. Etrafı kolaçan ederlerken de varsa bira, yoksa daha yumuşak bir içki içilir, üstüne cila yapılırdı. Herhangi bir yiyecekte sürekli yenirdi tabi ve biberli çikolatalar bugün çok bomba olacaktı, bu kesindi. Alman likörünü ikiye ayırdılar ve ikiside ikişer shot attılar. Sonrasında devam etmeye karar verdiler ama şu an bu kafayla dışarı çıkmak çok zevkli olacağından, kendilerini dışarı atmaya karar verdiler. Dışarı çıkmadan hemen önce Marcelline iç cebinden asasını çıkardı, kısa bir süreliğne düşünüp, asasını sırayla bira şişelerine vurdu. Artık birer bardak su gibi görünüyorlardı. Suyunu Hestiaya verdikten sonra göz kırptı, ve odadan çıkıp koridorlarda dolanmaya başladılar. Umardı bir kaç kişiyi yakalarlardı bugün, çünkü bu kadar içmişken ve içecekken anca o zaman içmelerinin bir anlamı oluyordu.

Ah tabi, bir de şu mesele vardı Hestia ile nasıl konuşacağından hiç bir fikri olmadığı. Eninde sonunda Hestia bir şeyler demeye karar verecekti bugün ya da yarın ama o işe burnunu sokmaya çoktan hazır olduğundan, Hestia konuşmadan kendini bu işi başkalarında sorgularken bulabilirdi. Sadece, dün gece Hestiayı beklemeye karar vermişti, onu zorlamayacaktı.

Konu: Geri: Gece Nöbeti Paz Mart 02, 2014 10:06 pm

Hafiften suratımın kızardığını hissedebiliyordum, neyse ki koridorlar loştu. Çakırkeyif olduğumuzdan mı bilmiyorum ama vakit çabuk geçti, astronomi dersi olan öğrenciler de işlerini bitirip binalarına dağılana kadar nöbet, Marcy ile parfümlerimiz hakkında konuşmakta, Havadan Borazancılar grubunun erkeklerinin yakışıklılığından, hangi dersleri ardı ardına vermemiz gerektiğinden konuşarak geçmişti. Bu gece şansımıza pek yaramazlık yapan öğrenci yoktu. Bir arai ortak salonlarındaki lavabonun pisliğini bahane eden bir çocuğu sınıf başkanları lavabosunun oralarda dolanırken yakaladık, oğlanı kızlar tuvaletine kapatarak cezalandırdık.
Saat gece ikiyi göstermeye başlamışken, çakırkeyiflik de etkisini iyice kaybetmişti artık. 3. katta koridorlardan birinde yere oturduk, asalarımızı ışıklandırdık. Ortalık felaket sessizdi. Marcy'nin benle malum konuyu konuşmaya can attığını biliyordum, ama sormayacağından da emindim. Onun en minnettar olduğum özelliklerinden biri zaten buydu, ben söylemeden bir şey sormaması.

-Yarınki son derse kadar toplam 50 saatten uzun süredir uyumamış olcam galiba. Gece tam bi ara uykuya dalmışım, hava aydınlanıyordu. Bi uyandım derse on beş dakika, kahvaltı bile yapamadım bugün. Bi de üstüne öğle arasında müdüre rastlamaz mıyım, gelmiş bana "benden saklanmana gerek yok, dün ki davranışında haklı sayılırsın" diyo gerizekalı bunak. Ay sen gel benim işime burnunu sok, hadi onu da geçtin madem kararlısın, "Hestia böyle böyle bi konu var hazırlıklı ol kardeşini getircem okula" deme, bi de gel ukala ukala benden saklanma de, ne saklancam be senden!

Cüppemin iç cebinden çıkardığım kalan likörden yudum aldım ve devam ettim.

-Zaten Nate desen bir garip. Ne yüzüme bakıyo ne bir şey yapıyo, allahtan bugün onla karşılaşmadım. Sırf iyice sinir olmayayım diye karşılaşmamak için akşam yemeğini odamda yedim. Ha ne diycem, biz onla törendenki hengame dağıldıktan sonra karşılaştık, özür diledi benden. Ben naptım? Ayran gönüllüyüz tabi hop boynuna atladım. Niye beni bıraktın ben sana ne yaptım falan dedim atar yaptı bana herif. Ahaha, bi de atar yiyorum ya, hem birşey söylemeden git hem de atarlan, olacak iş mi bu be!

Son cümleyi kendime hakim olamadan bağırarak söyledim, Marcy telaşlı telaşlı Hşşş! yapıyordu. Sesimin sessiz koridorda yankılandığını hissettim. Tekrar fısıltı moduna girdik ve Marcy ile bu konuyu uzun uzun konuştuk, bir süre sonra hızlı hızlı geldiğini tahmin ettiğimiz ayak sesleri duyduk ve asalarımızı sesin geldiği yöne doğrulttuk. Üstü başı feci pasaklı, kocaman yeşil gözlü bir ev cini geliyordu, "haa, cinmiş" modunda arkamıza geri yaslandık ama geçip gitmesini beklediğimiz cin bize doğru geldi ve cıyak cıyak profesörler odasında acil toplantı düzenlendiğini söyledi. Pel de umursamadan yavaşça kalktık.

-Pişst, cin, gelsene bi. Hah, kızlar lavabosunda bir tane oğlan çocuğu var, onu çıkar ordan ve yatağına yattığını görene kadar yanından ayrılma.

Ciyak ciyak "emredersiniz efendim" diyerek koşturdu, zıt yönde biz de profesörler odasının yolunu tuttuk.

-Dün ki hengamede ders programlarını gözden geçiremedik ya ondandır heralde. Bir de kesin bana fırça kayar bunlar. Müdür pek umursamıyoda şu Aritmansi'ye giren kaltak kafayı takmış görünüyodu, olsa olsa onun gönlü olsun diye şöyle bi nutuk çekerler...

» 16. YASAK ORMAN SEFERI- GECE ÇOK KARANLIK-