16. YASAK ORMAN SEFERI- GECE ÇOK KARANLIK-

Konunun ilk mesajı :

grubu yönlendirmek ne kadar zor :S ama yinede keyifli geçiyordu.ağaçlar banada ürkütücü geliyor nedense bu geceye özel sanırım...öğrencilerin yüzü değişmişti. çok dalgasını yapmışlardı bu konunun ama gelip yaşayınca anladılar.

(şlak) tekboynuzlu at kanına battı ayağım ve irkildim.

-lanet olsun!! halen kaldı mı tekboynuzlu at yiyen lanetliler?
(yasak ormanda bir gölün kenarına gelmiştik)

-evet çocuklar gölden ayrılmamak şartıyla etrafını turlayabilirsinz.bende paçalarımı temizleyim bu arada...

Dostum banada bir dal ver unutmaki zafer tütünü iki kişi içilir

Aaah şu jackpot numarasını Zamiyle 10 yaşımızda geliştirmiştik . . . Dostumun mahalikanesinin altında bir dojo olması gerçekten faydalıydı . . . Bu sırada kavga arasında Noranın bize bağırdığını hatırladım . . . Ne kadar eğlensemde bir canlıya zarar vermek istemezdim . . . Elimi noranın omzuna koydum


Eeee Noracığım , ben onunla tamamen tanışma amaçlı yanına yaklaşmıştım bende çok severim örümcekleri , özellikle tüylü olanları amaaa o başlattı . . . Ben ona barışçıl yaklaşmıştım ama gözü döndü . . .Evet benim hatam var tabi , yıllardır birbirlerinden başkasıyla arkadaşlık etmemiş bir koloni üyesine yaklaşmak pek zekice değildi . . . Ama merak etme yaralarını sarıp onu bulduğum yere yakın biyere taşıyabiliriz Zamiyle . . . Zami özür dilerim dostum ne kadar nefret etsende sanırım en azından bunu yapamk zorundayız . . . =/

Bazen beladan başka birşey yaratmıyordum . . . .Dostum Zami . . . Bana nasıl katlanabiliyorsun anlamıyorum ?

Elimdeki paketi Xi'ye fırlattım ve gözlerindeki bakışa karşı gülümsedim. . Nasıl mı ? Tabii ki en iyi dostuma katlanacağım. Beni eğlendirmeyi hep beceriyorsun. . Sonra Nora'ya yaklaşmasını izledim. . Sanırım benimde bir kaç bir şey söylemem gerekiyordu

"Yani sanırım en azından bu kadarını borçluyum bu eklembacaklı arkadaşa. Hem ben hep kavga ettiklerimle iyi arkadaş olmuşumdur. . Xi'ye sırıttım ve devam ettim;

"Olay dediği gibiyse şayet suç ikisinde de var biraz. . Yani ben huylanırım örümceklerden ama genede dostuma saldırması affedilemezdi. Üzgünüm küçük hanım sizide üzdük sanırım." Bu kadar üzülmesine şaşırmıştım ama genede bir bayanı üzmek büyük bir kabalıktı. . Kendimi bir an kötü hissettim.

Bu koku beni öldürecekti resmen. Hırıldayarak "S.ttir git aptal kokarca! Her neredeysen artık." afallamıştım ve yalpalayarak ilerliyordum. Asamdaki ışık da söndü sönecekti. Tam o sırada spot ışıkları ile karşılaştım. Gözlerimi hafifçe kırpıştırmam gerekmişti. Sanki kırmızı halıda yürüyordum ve tüm spot ışıkları üstüme doğru çevrilmişti. Kendimi toplayıp düzgün yürümeye çalıştım. Ne de olsa televizyona çıkıcaktım. Bir adam geldi o da spot ışığıydı psikopat gibi parlıyordu. Aslında spot ışıklarının hepsi bir masada oturuyordu. Ah bu bir partiydi demek! Yanımdaki ampül tutmam için elini uzattı ben de prenses edasıyla tuttum. Beni masanın üstüne zarifçe çıkardı ve oturmamı işaret etti. Bir hanımefendi gibi oturdum. O da yanıma oturdu. Kehribar gözleri garipti ama bana baktığı için gözümü alıyordu. "Şey afedersin ama..." dedim o da "Ah, ne kadar düşüncesizim. Millet konuğumuzun gözleri çok hassas." dedi ve çok gariptir ki ampüller ışığı kıstılar. "Daha iyidir umarım." onaylayarak kafamı salladım. Tüm ampüllere baktım hepsi garip bir sırıtış halindelerdi. "Dur kendimi tanıştırayım. Benim adım Edward." Önümde garip bir hareket yaptı. "Ah Sir Edward! Ben de Chuck. Her türlü malzemeyi bulurum. 1 hafta içinde elinizde olur bu da kartım." cebimden yeni yaptırdığım turuncu kartı çıkarıp Edward'a uzattım. O da yanında duran yapılı spot ışığına uzattı. O hayvan da alıp ağzına attı kartı. Neyse ki portakal suyundan yapmıştım. "Dans edelim!" dedi bir aygır edasıyla ve elimden tutup beni masanın üstünde ayağa kaldırdı. Elini çırpınca Britney Spears'tan Toxic çalmaya başladı. "Ama Sir Edward bu şarkı pek uygun bir dans şarkısı değil ki?" diyecektim ki Edward belime sarılıp garip garip tango hareketleri yapmaya başladı. Öküz gibi güçlü olduğundan sadece onun yönlendirdiği şekilde dans ediyordum. Bi ara coşup beni kafasının üstünde çevirdi. Şu koku hala burnumdaydı o yüzden düzgün düşünemiyordum ama sanırım hep böyle bir dansın hayalini kurmuştum. Beni yere doğru yatırdı ve şarkı bitti. Tabi dansımız da. Spot ışıkları alkışlıyordu! Hatta ayağa kalkmışlardı. Benim adımı söylüyorlardı. Mahçup bir şekilde Edward'ın kollarından çıkıp selam verdim. Bu arada aralarından bi ampul o kadar pis bi küfür savurdu ki söylemeye terbiyem yetmez. "Kim dedi lan onu!" diye çıkışınca masanın diğer ucuna çıktı. Dişi bi ampüldü bu. "Ben dedim! Bella!" Edward da yanımda saçını garip bir hareketle yana attı. "Tamam kızlar bence sexy vampir için dövüşün." dedi. "Bak Edward o kız özür dilesin yoksa sonu kötü olur." Bella daha çok yaklaşıyordu. "Ne yaparsın ha ne yaparsın!!??" Ben de ona doğru gittim ve sonunda kafa kafaya geldik. "İndir lan o elini!"

Uçan tekmeyle sahneye adımımı attım bu arada spot ların birinide bayılttım ve söndüüüü !!!! Chuck o kızın aaağzına sıç Zamiyle ben Edward'ı ve spot ışıklarını hallederiz


Eveeeet işte sıra geldi Sexy Vampirimize !!!!!! Aman tanrım çok heycanlıyım yıllarca bu günü hayal ettim !


Lan ! Top ! Sen ne yakışıklı şeysin öyle ?

Edward bana döndü Aaa , teşekkür ederim de top derken

Top derken şöyle bak elimle top işareti yaptım.

Nasıl yani ?

Ulan şu ölümsüzlerin biri bilemi türkiyeye uğramaz arkadaş . . . .

İpne lan işte bildiğin gay , homo !

Sen kiminle konuştuğunun farkındamısın ? Ben Edwards sexy vampir ve tüm kızlar bana hasta . . . Gerçi anlıyorum seni kıskanman normal herkes kıskanır beni hah . . .ve ben top değilim

Hahaha Zuhahah , olum kan dolaşımın yok lan bi kere işin derinine indirtme beni ikimizde en demek istediğimi biliyoruz ben halimden memnunum kusura bakma

O konuya girmemeliydin

Ve bir anda suratıma hızlı bir yumruk attı . . . Hızlıydı !!!

Yumruğu havada tuttum, tam Xi'nin yüzünün önünde. .

"Bunu bir daha asla deneme disko topu. ." Yumruğunu avucumun içinde sıkıp göğsüne bir yumruk attım ve aynı anda kapıcı tekmesiyle geriye savurdum top evladını. .

"Xi sen şu küçük Disko "Top"larını hallet ! Ve sende benimsin tatlı çocuk. Bu arada iyi şanslar Chuck" Chuck'a ufak bir göz kırptım ve cübbemi çıkarıp yere attım. Gözlerimi kapadım ve her zaman saklı tuttuğum Nodachi'yi elimden aldım. Bu günler içindi kendisi zira. .

Derin bir nefes alıp ileri doğru atıldım, Çapraz bir hamleyle yukarıdan aşağı savurdum kılıcı sonra dönüp yere sapladım.

"Senin gibi bir ezik için kılıcımı kirletmem. ."

"Ayol ne diyorsun sen ?"

"Gazabımdan kork lanetli. Seninle işim bittiğinde Van Hellsing ve Blade birbirlerine sarılıp ağlayacaklar biz neden böyle olamadık diye."

Tekrar parlak şeytana koşup sağ yumruğumu savurdum, hızlı bir hareketle kaçtı fakat tam o sırada ikinci bir kapıcı tekmesi tam karnına oturdu. . Geri sendelediğinde koşarak bir DropKick attım ve toparlanıp ayaklarında çektim ve yere düştüğünde üzerine çıkıp suratını yumruklamaya başladım. Hala konuşmaya çalışıyordu;

"Ama ben. ." Sağ yumruk suratına gömüldü,

"Seksi bir. ." Sol dirsek tam suratını ortaladı, lafını tamalayamadan ayağa kalkıp ElbowDrop adlı hareketle dirseğimi tam karnına gömdüm. Ağzından çıkan kanlarla üstüm ıslandı ve gözüm döndü o anda. .

"BERSERKER'İN GÜCÜNÜ HAFİFE ALMA LANET YARATIK !!" diye kükredim. Sonra başını postalımla ezmeye başladım. . Ezdim, ezdim ve daha çok ezdim. İşim bittiğinde kafasından geriye tanınmayacak kadar ezilmiş kanlı bir et yığını kalmıştı. .

Zamiel ve Xizan partiye daldığı için etraf biraz kararmıştı. Sanırım spotlardan bir tanesini kırmışlardı. Hala şu Bella denen kızın gözlerinin içine bakıyordum ki o hayvan da ışığını sonuna kadar yaktı da gözlerim kamaştı. Tısladığı anda dişleri korkunç bir şekilde dışarı çıktı ama yemezleeer! "Lan!" Hemen saçına yapıştım. Tırnaklarını kollarıma soktu. "Ne ana bacı yapıyon! Ben sana bişey dedim mi, ha?" Ah, kız kavgalarında saç olayını sevmiyordum aslında baksana nasıl nakavt oldu baştan. Bıraktım saçlarını. Elimde bi tomar saç kalmıştı. "Yok gel, adam gibi kapışıcaz." Kız zaten kafayı yemişti. Edward da Edward diyordu. Sanki yemiştim Edward'ını. Masanın diğer uçlarına kadar gittik. Ayağımı yere vurup koşmaya hazırlandım o da boğa gibi burnundan duman çıkarıyordu. Biraz bakıştık ve sonunda birbirimize doğru koşmaya başladık. Koştuk koştuk koştuk. Sonunda ben durup cebimden asamı çıkardım. "Sersemlet!" kırmızı ışık kıza gidince zarifçe kaçtı. "Lan! Siz büyücüler anca böylesiniz!" demeye başladı bu seferde. Dibimdeydi artık "Eehhh" diye nida atıp kızın yumruklarını tuttum. Güçlü olduğu için geriye doğru sendelemiştim. Güçlü olmadığımı ben de biliyordum zaten ama dayanıklıyımdır. Bi de kalın kafam vardır. Savunmasız ampül kafasına anlımı yapıştırdım. Burnunu tutup geriye bir kaç adım attı. Hemen elini yakalayıp tırnağını kırdım. O mıy mıy etmeye başladı ben de aşağıya indim masadan bi spot ışığını kalkmaya zorlayıp altındaki demir sandalyeyi aldım. Masanın etrafında toplanmış ışıklar vardı hepsi sandalyeyi görünce "Ooo" lamaya başlamışlardı. Ben de iyice coşup sandalyeyi kafamın üstüne bir yukarı bir aşağıya salladım. Daha çok delirdiler. Vurmam için bana gaz verdiler ben de bir tane geçirdim. Kız masanın üstüne düşünce herkes coşkuyla bağırdı ben de tribünlere oynayıp "Ooooo! Olley!" yaptırdım. Dikkat etmediğimden olacak ki o sırada Bella kalkmıştı ve kafama bir tane geçirdi. Hırıldıyordu. "Tırnağımı kırdın şerefsiz!" diye çığlıklar atıyordu! Delirmişti! Karnıma çalışıyordu! Kafamı koparmaktan bahsediyordu. Tepinmeye başladım. Beni tutup masanın diğer tarafına fırlattı. Seyirci ışıklar bu sefer Bella diye bağırıyorlardı. Dönek pislikler. Bella coşkuyla zıplayıp dans ediyordu. Ben de o sırada kendimi topladım. Karnım çok ağrıyordu ama umursamadım koşup üstüne zıpladım. Yere düştü ben de üstündeydim. Suratına yumruk üstüne yumruk indirdim. "Bu küfürün için!" "Bu iğrenç koku için!" "Bu evimden çok uzakta olduğum için!" "Bu iksir dersini anlamadığım için!" "Bu sigaralarımı satamadığım için!" O sırada spotlar kollarıma girip beni Bella'dan uzaklaştırdılar. "Bırakın beni! BIRAKIN!"

Eveeet Zami bu işi halletmişti . . . Olum banada bıraksaydın beee =/ neyse !!! Ama bi yumruk yedim ve bunun acısını birinden çıkarcam ben !!! Sırayla spotları patlatmaya başladım !

Yumruk ! Tekme! Kafa ! Kapıcı Tekmesi ! Daş Yokmu Daş usulü falan filan derken bir yandanda maçı dinliyordum ! Spikerler konuşuyordu !

Aaa eve John kalabalık çıldırmış durumda . . .Chuck Bellanın saçlarını yoldu !
Evet , Mark aynen öyle , bu maç belkide bu sezonun en iyisi olucak ! Ve Chucktan büyü geliyor ama Bella kaçmayı başardı !!
Belladan güzel bir sağ kroşe amaa Chuck tutmayı başarıyor buda ne Chuck sendeledi . . . İyice sinirlenmişe benzir John
Ooow evvvvet Mark şimdi seyircilerden birinin sandalyesini aldı ve seyirciyi galyana getirdi !!!

Hmmm Chuck işte bu kız taşı sıkar suyuna ekmek banar !!! Tam benlik !Bu sırada spotları patlatmaya devam ettim . . .Yavaş yavaş sinirim yatışıyordu. . .

Çift tekme , German Suplex , Flying Dutch man . . . . Nerdeyse bildiğim tüm dövüş hareketlerini kullanıyodum

Kapıcı tekmesi i Şöför levyesi , Okul otobüsü , Jimnastik klübü . . .

Aman tanrım John seyirciler oyuna karıştı

Neeee !!! KİMSE CHUCK'IMI DÖVÜŞÜRKEN BUNDAN ALI KOYAMAAAAZ

Bulunduğum yerden zıpladım ve Chuck'ı tutan spotların üstüne kollarımı açark atladım hepsi birden patladı !! Chuckı kaldırdım !!



Devam et güzelim !

"BIRAAAAK! Tutmayın lan beni!!" diye bağırırken sonunda sesim kısıldı. "Ehe, bıraksanıza oğlum." dediğimde sesim çatal çatal çıkıyordu ki bu arada havadan birşey gelip spotları yere serdi. Heriflerin boyu uzundu ya o yüzden benim ayaklarım yere basmıyordu. Onlar yere yığılınca ben de popo üstü oturdum yere. Kim yığdı bunları diye kafamı bi kaldırdım, Xizan. Gene sarılmaya kalkıcak diye kendimi koruma çabalarına girdim ama onun yerine beni tutup ayağa kaldırdı. "Devam et güzelim." Vay! Gülümsedim cici kız gibi. Hafifçe eğildim. Bilmiyorum Xizan japon mu değil mi ama benim için tüm doğu ülkeleri eğilir tamam mı? Sonra hızla Bella'ya döndüm. Cici kız suratım, şimdi görürsün sen suratına dönüşmüştü. Üstüne doğru koşmaya başladım. Yüzü gözü dağılmıştı ama hala Edward diyordu dana. Çok yaklaştığımda sinirden daha fazla dayanamayıp üstüne atlayıverdim ve abanmamla masanın üstünden yere yuvarlandık. Bella hemen beni cimcik, ısırık ve tırmık içinde bırakıvermişti. "Edward benim tamam mııı!" diye hırladı. Baş parmaklarımı ağzına sokup iki tarafa çektim. "Bana ne lan! Sanki Edward'ını istiyorum. Ne küfrediyon!" Beni üstünden savuran bir tekme attı. Sonra ikimiz de ayağa kalktık. Tükürük içinde kalan baş parmaklarımı cübbeme sildim. "İstemiyo musun Edward'ı?" dedi şaşkın şaşkın. "Ne isteyim be onu? Hem başkasının sevdiği oğlana bakmak bir Woods'a yakışmaz." Güven veren gülümsememi takındım. Kollarım tırmıktan kanıyordu ama ve sızlatmıştı pislik. Kollarıma bakarken dalgınlığıma geldi ve Bella elini omzuma attı. Hass... Dokunarak konuşan biriydi. Her cümlesinde en az bi kere omzuma vurarak şunu dedi "Ya bak bu sexy vampir ya... Herkes bunun peşinde ben seni onlardan sandım yani darılmak yok yoksa küfretmezdim inan ki. Bi de bizim kurt vardı ama o Edward kadar sexy değildi bi de Edward şiir yazıyo biliyon mu?" ve elini cebine attı. Eyvah. Şiir okuyacaktı. Bir kaç adım gerileyip ellerimi kaldırdım. "Ya Bella, kanka benim acil bi işim çıktı ben gideyim. Çok isterdim Edward'ın şiirini duymayı da yani, ehe." Arkama baktım Xizan orda duruyordu. "Ehe, Xizan beni çağırmışsın. Keh keh." diye çocuğun yanına koştum sonra fısıldayarak "Topukla topukla Bella şiir okuycak yoksa." dedim ve kolunu tutup çekiştirmeye başladım.

Çarpışmanın alevlendiği sırada Chuck dövüşme isteğini kaybetti ve enteresan bir kararla kızı bağışlamaya karar verdi. . Açıkcası biraz daha kedi dövüşü görmek için nelerimi vermezdim. Tam o sırada Nora yavaşca alana girdi, ayakkabılarını çıkardı ve cübbesini attı. Ah Lordum ! Bu kızın tavrını sevdim işte. Sonrasında herşey çok hızlı gelişti ilk gördüğüm şey ileri doğru uzun bir atlayıştı sonra bir patlama sesi geldi, o bir tokat mıydı !? Masif bir güç gösteriyordu bu kız. Demek ki içinde bir Berserker vardı. İşte o an, o kıza saygı duydum. Daha sonra beni etkileyen bir gülümseme yerleştirdi yüzüne, benim aksime daha vahşi dövüşüyordu. Tanrı kurbanlarına yardımcı olsun. .

Gülümsemeyi çığlıklar izledi. . Bu iş giderek hoşlaşmaya başlıyordu, farketmeden yüzüme bir tebessüm geldi. Anlayışlı bir tebessümdü bu. Seni anlıyorum küçük hanım diye geçirdim içimden. Bir Berserker'le karşılaşmak gerçekten insanın içini ısıtan bir duyguydu. . Sorma şiddetli bir tekme daha savruldu ama öncesinde birşeyler söylemişti. Duymadım, dinlemedim sadece büyülenmiştim. . Sonra kanlanmış elini yüzüne sürdü ve saçlarını geriye attı, bende elime bulaşmış olan kanlara baktım ve gülümsedim. . İşi bitmişti sanırım. Usulca yanına süzüldüm;

"Phew. . Şiirlerden nefret ederim. İyi yerde katıldınız küçük hanım. Sizi böyle görmek benim için büyük bir şereftir." Eğilip bir reverans yaptım ve gülümsedim. Hiç böyle birşey beklemiyordum ama gerçekten hoş bir deneyim olmuştu. .

"Bir dakika geleceğim." Hala mı pes etmedi şu kız ? Parlak çocuk bile daha az direnmişti. . Tekrar ayaklanmaya kalktı. .

"Sen hiç pes etmez misin be kadın ?" Dişilere vurmayı sevmezdim, çok yumuşak olurlardı fakat bu gün iyi günümdeydim ve bir istisna yaratabilirdim. . Tam kalkacağı sırada yakasına yapışıp kendime çektim ve burnunun tam ortasına kafamı nazikçe yerleştirdim. . Lanet kadını artık hiç bir estetiğin düzeltemeyeceğinden emin olduktan kızın yanına döndüm.

Diyordum ki; "Takdirimi kazandınız küçük hanım. Bu hareketler nerden geldi bilmiyorum ama ilgimi çeken bir olaydı az önce gördüğüm şeyler."

"İçgüdüsel eh ?" Bak bu güzeldi işte. . Acaba daha fazlasını görmek için ne yapabilirim diye geçirdim içimden. Nasıl desem büyüleyiciydi olanlar. Bir kaç dakika içinde ortalık savaş alanına dönmüş ve herkesin usta birer dövüşcü olabilecek yeteneği olduğunu görmüştüm. . Hadi Xi ve ben eğitim almıştık ama kızlar nerden öğrenmişti bunları ? Ardından Nora neden geldiğini açıkladı, açıkcası örümceğe zarar verme niyetimiz zaten yoktu, ama tahmin ettiğimizden biraz daha sert davranmıştık 8 bacaklı dostumuza. .

"Hiç önemli değil küçük hanım arada olur bu tarz şeyler." Gülümseyip elimi omzuna koydum, o gülümsemeyi gördükten sonra istemsiz olmuştu bu hareketim. . O sırada Xi'den bahsetti pek anlayamadım o kısımları, o sırada kızın yüzüne bakıyordum nedense kızarmış gibi gelmişti bir an. Acaba neden ki ? Sonra dönüp o tarafa baktım ve sırıttım.

"Eheh. . Sanırım onları rahat bıraksak iyi olacak, baksana iyi vakit geçiriyorlar gibi."

Ardından teklifler geldi, iki seçim vardı önümde geri dönmek veya biraz daha derinlerde Berserker bir bayanla biraz daha yalnız kalmak. .

Bu gezinin hiç bitmesini istemiyorum sanırım, o yüzden yürümek isterim küçük hanım. Dedim. Sanırım yüzündeki sinsi sırıtış beni ikna eden şey oldu. . Ve kolumu uzatıp girebileceğini gösteren bir hareket yaptım. .

Yüzündeki o çocuksu gülümseme benide güldürmüştü. Ülkemdeki insanlara benziyordu bazen bu kızın hareketleri. . Sırıtamadan edemedim o yüzden.

"Bana her türlü şey uyar aslında. . Ama tüm bunlardan sonra beni rahatlatacak şeyler görmeyi yeğlerim küçük hanım. . Fakat aklımda kesin birşey yok ve beni yalvartacak çok az sayıda şey vardır. Örneğin Kedi kuyruklu bir dişi bunu kolaylıka yapabilir."

Sırıtmadan edemedim çünkü düşüncesi bile hoştu. . Neden olduğunu bilmesemde kedi karakterli dişiler her zaman için dikkatimi çekmiştir. . Aslında şöyle bundan 3-4 yaş daha büyük olsam ormanda sevimli bir bayanla yalnızken görmek ve yapmak isteyeceğim çok şey olabilirdi sanırım ama buna daha vardı ve şu anda o kısmı cevapsız bırakabilirdim. .

Şu son 5 dakika içinde olanlara bak bee ! Bella şiir okumaya kalktı Chuck kolumdan çekiştire çekiştire beni uzaklaştırdı o sırada Nora geldi bellanın gelmişinii , geçmişiiniii . . . Ardından Zamii aynı şekilde bellanın gelmişinii geçmişinii

O sırada Nora'nın özrünü duydum biraz uzaktaydım Chuck hala beni çekiştirip duruyordu . . . Bende bağırdım

AAA ÖENMLİ DEĞİL NORAA !!! beni duydumu bilmiyordum . . . Ehh bundan sonra biraz rahatlamak gerekir diye düşünüyordum aklımda doğuştan gelme kanatlarımı açıp Chuck'ı da kucağıma alıp uçup dolaşmak falan vardı . . .

Bir yarım 15 dk falan böyle düşüncelere dalmıştım ama sonra farkettimki Chuck hala kolumu tutmuş ormanın karanlık taraflarına doğru götürüyordu beni . . .

Chuck ??

Hmm duymadımı ? Chuuuck ? Hayatım ??

Hala tepki vermiyor . . . Alla alla . . . Hmm suratında sinsi bir gülümsememi var ???

Ehe ! Chuuck nereye gidiyoruz yau ??

The person you have called cannot be reached at the mome . . .

CHUUCK ! O taaflar çok tenha nereye götürüyosun beni ?? o.o

Hmmm istesem de elinden kurtulurum ama . . . Ne gereği var çok merak ediyorum nereye götürdüğünüde . . .

Yaa Chuuuuuck ?? nereye götürüyon beni gız ??

dıt dıt dıt dıııııt , dıt dıt dıt dııııııııııııııııt

Hayda biri kaşla göz arasında Imperius laneti falanmı yaptı sana be

. . . . . allah allah

Chuck orda çalılıklardan başka bişi yok Chuck naaapıyosun Chuuuck CHUUUUUCK !!

Bella orda dayak yerken Xizan'ı tutmuş çekiştiriyordum. Tavşanlar ne güzel yaratıklardı. Zıplayışları falan bana hep evimi hatırlatırdı. Biz Hollanda'da abimle çok tavşan severdik ama uğursuzluk getirir derlerdi. O sevdiğimiz günlerden sonra hep kafamızı gözümüzü yarardık ve buna çok gülerdik neden bilmiyorum. Ormanda ilerledikçe daha çok hayallere daldım. Ben bir tavşan olmuştum. Gök kuşağından aşağıya kayıyordum. Gök kuşağının sonunda altınlar vardı ve orda iki tavşan daha vardı. ARKADAŞ TAVŞANLAR! Daha çok hızlanmak için ellerimi gök kuşağına vurdum ki sanırım yanlış olmuş olacak ki hızlanmak yerine durdum. Ben de koşmaya karar verdim. Birini çekiştirerek daha çok koştum! Sonunda en sondaki yere ulaşmıştım. Arkadaş tavşanlara baktım. Çok ilginçlerdi. İkisi de erkekti ama sevişiyorlardı. YAOI! Mmm bayılırım. Suratımda sinsi bir gülüş belirdi. Uçarak sevişiyorlardı sanırım. Çok ilginçti. Sonra kötü bir kurt geldi lanet olsun kötü kurt gay tavşanları yemeyi planlıyordu. Çalılıkların arkasında durmuştu. Elimde deminden beri tuttuğum şeyi kurta fırlattım. Tam çalılıkların içinde. Lanet! Meğersem elimde kurtu tutuyor muşum! Kurt çalılıkların içine düşüp bana birşeyler söyledi ama sinirden duyamadım. Gay tavşanlara zarar vermeyi nasıl düşünebilirdi! Üstüne zıplayıp suratını cimciklemeye başladım! Bu arada çığlık çığlığa bağırıyordum. Bellaya yaptığım gibi baş parmaklarımı ağzına sokup iki yana çektim. "Onlar sadece sevgililerdiii! NEDEN ZARAR VERMEK İSTEDİİİN!" diye çığlık attım. Bu arada gözlerimden yaşlar geliyordu. Zavallı gay tavşanlar.

"Hm ? Bilmem sence garip mi ki ? Yani ben hep böyle birini görmek istemişimdir, nasıl desem aşırı merakımı çeken bir olay bu. Ve büyük kedileri pek sevdiğim söylenemez zira kucağına alıp sevmek zor olsa gerek öylelerini."

Haksız değildim büyük kediler vahşidirler. Sevmediğimden değil ama sevimlili yapıp patisiyle elime vuran kedileri, vahşi bir şekilde pençe atıp kolumu yaracak kedilere tercih ederdim. .

Sonra bir an duraksadı ve satirlerden bahsetti. Satirleri severdim, yani biliyordum satirleri ama kültürden kültüre değişiklik gösterirdi tipleri ve özellikleri. . Hemen ardından bambaşka bir fikir geldi aklıma yatan. . Bir an ağaçları dikkatle süzdü ve gözünün kestiği bir tanesini parmakla işaretledi. Aslında dediği aklıma yattı, yüksek bir mekan ve 360 derecelik bir görüş açısı özellikle iki kişiyseniz gözünüzden pek bir şeyin kaçmasına olanak vermez. . Önce ağaca yaklaştım, tırmanılabilecek yerlerine baktım ve sol ayağımı atıp bir yarım metre kadar tırmandım sonra aşağı sarkıp elimi uzattım ve seslendim;

"Bayanlar önden demek isterdim küçük hanım fakat okulumuzun kıyafet tercihini göz önünde bulundurursak sizi önden yollamam pek hoş kaçmaz değil mi ? Lütfen böyle buyrun elimi tutun ve bastığım yerlere basın. ."

Aklıma bir an şu iki kişi ve ağaçta öpüşmekle ilgili olan saçma tekerleme geldi. Ne yani büyükmek böyle birşey miydi ? Saçmalık.

Elimi bir anda sıkmıştı kız sanırım dengesini kaybediyor olmalıydı. . Elini sıkıca tuttum ve sabit bir güç verip ayağını koyabileceği kadar öylece tuttum. Şansımıza kalınca bir dal vardı yukarıda ve Nora'yı oraya ulaştırabilirsem işimiz daha kolaylaşacaktı. Ama birazcık üstüme geçmesi gerekiyordu. . Hoş kabul etmekten başka bir seçenek yoktu ve bende bu durumdan yararlanmayı düşünmüyordum.

"Aklıma bir fikir geldi. . Ama yukarıda senin olman gerekiyor. Merak etme aklımdan birşeyler geçmiyor" Güven verebileceğini düşündüğüm bir gülümsemeyle biraz yukarıdaki dala uzandım ve tek kolumu ona dolayarak kızı kendime çektim.

"Şimdi omuzlarıma tutun ve kendini yukarı çek istersen üzerime basarakta güç alabilirsin." dedim ve başını tamamen aşağıyı görecek şekilde eğdim. Akına yanlış bir şeylerin gelmesini istemezdim. .

"Hazır olduğunda !" Omuzlarımı tuttuğu anda ikinci kolumuda ağaca doladım ve ayaklarımı ağacın gövdesine dayayıp düşme ihtimaline karşı kız için bir kafes oluşturdum. . Yani dengesini kaybetse bile basacağı yer bacağım olacaktı ama biraz acele etmesi gerekiyordu. Her ne kadar dayanıklı olsamda bu kavgalar biraz kollarımı yormuştu. .

Daha sonra kafamı kaldırmadan konuştum;

"Sanırım bu büyük dal işimizi görür ve bu kadar yükseklik bize yeter küçük hanım ?"

Kafam aşağıda sessizce tırmanmasını bekledim ara ara kendi kendime bir şarkı mırıldanıyordum. Hm. . Hmm. . Hhm. . Hhm. . Hmm. Aslında gayet dengeli bir kızdı, hemde berserk. . Zaten ilginç bir gece geçiriyorduk. Bakalım bunuda atlatınca başımıza neler gelecekti ?

- Şey, yine de bütün ağırlığını bana vermezsen çok mutlu olurum ama şu konumda sağlam gibiyim, sana destek olaiblirim.


"Teşekkür ederim küçük hanım." Zarif bir hareketle kızın eline küçük bir buse kondurdum ve yavaşca çantamı çıkarıp açık olan avcuna bıraktım askısından. "Böylesi ikimizede kolaylık sağlar küçük hanım. Çantam çok dolu ve devrilip içindeki sevimli kedilerimin düşmesini istemiyorum. Teşekkür ederim teklifiniz için."

Sonra ağacın gövdesinden destek alarak bacakları kalın dala doladım ve kendimi yukarı çekip yavaş bir hareketle dala oturdum. .

"İşte oldu ! Gördün mü tek ihtiyacımız olan biraz güvendi." dedim gülümseyerek. . Ama sonra aklıma birşey geldi ve kafamı kaşıyarak sırıttım. .

"Peki daha sonra nasıl ineceğiz küçük hanım ? Neyse bu tarz dünyevi soruları sonraya saklayalımda biraz anın keyfini çıkaralım değil mi ?"